23 Kasım 2011 Çarşamba

Tavan arası kitapları

Saçları olmayan pilli bebeğinle iki kapılı bir dolaba hapsettin kendini. Karnından tutup bir el hareketiyle ağlattığın bu bebek her defasında yerinizi belli ediyordu annene. 5 yaşındaydın ama sen bunu hiç bir zaman bilmedin.

Ölümünü hızlandıran bir neslin ilk örneğisin. 


İki katlı ahşap evinizin ikinci katından görünen tavan arasını asla keşfedemedin. Ablan yine en güçlü rakibin oldu ve doğuştan eğitimli bedeni her defasında bir adım öndeydi. Uzattığı yardım elini  geri ittin. Merakın, duyduğun korkuya meydan okuyordu, sana söylediği şeyse 'gel ve al beni' oldu. İstediğin kitabı hatırladın ve ayakların küçüldü, başparmağının kanadığını gördün, tırnağın yerinde yoktu.
Konumunu umursamadan her hareketine istediği gibi yön verebilen ablan tahtaların üstünden geçti. Bir balerin edasıyla bunu yapması canını sıktı. Üzüntün, sandıktan çıkardığı sararmış kitabı gördüğünde duyduğun heyecana yenik düştü. Olduğu yerde diz çöküp oturan ablan sana ait olanı yok etmeye başladı. Canın yanıyordu, bir çığlık kopardın. Kimse umursamadı.
Kitaptan geriye kalanları ikinci katın merdivenlerinde gördün. Sarı saman kağıtları yerden toplamak istedin ama kağıdın saman dokusu yüzünden bunu yapamadın.
Kitapla işi biten ablan sandıktan bir yenisini getirdi, O'na karşı duyduğun hayranlık bir gecede nefrete dönüştü, onu asla affetmedin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder