23 Haziran 2013 Pazar

And No More Shall We Part



-Şimdi buradayım.

-Daha önceden neredeydin?

-?

-Şimdi burada değilsin.

-?

-Paylaşacak hiçbir şey kalmadı. Seni adam ettim Gülcan. Sen de siktin belamı. Her çektiğimi koyuyorsun sağa sola. Bana öyle bakardın. Şimdi herkese öyle bakıyorsun. Şimdi kimseyi adam etmek istemiyorum.

-Çok kötü bu.

-Bana kaç Gülcan. Sabaha kadar öpebilirim seni. Harika olabilir her şey. Neden bu hemen olamıyor? Hak ediyoruz oysa.. Balkona masa koydum. Ülkeye döndüğünde orada yemek yiyelim ve tuhaftır rakı içelim.

-Bende kalmalısın. İşler sarpa sarmaya başladı.

-Tüm pozitif duruşuna rağmen acımasız bir yanın var, bunu seviyorum.

*16 Mart 2011, Brooklyn.

8 Haziran 2013 Cumartesi

Mektup

Ayaklarımı karnında taşıyan tüm adamlara;



- Gülcan?

- Ne?

- Bak dinle, benim fena halde aklımı kaçıracağım bir kadına ihtiyacım var. Anladın mı bunu?

Kaburgalarının arasında hissettiğim kadınlar can çekişiyor. Kaburgaları sürekli yer değiştiriyor. Sinirlendiğimde hep daha fazla seviyor beni. Bunu 2257. mesajında ancak fark edebildim. Yani tam olarak 1.5 yıl önce.

- Gülcan?

- Ne?

O, geceleri yatağında rahat uyuyabilen, huzurlu kadınları seviyor. Satır altlarını siyah göz kalemiyle çizen benim gibi kadınları değil. Duyduğum her acının parçası olan kadınları, yaşlandıktan sonra yaşamak istemeyen, işe yaramaz kadınları, ölü kadınları seviyor.

- Asla yeteri kadar içmiş olamayacağız Gülcan.

- Bir kadını düşünürken aslında başka bir kadını düşünüyorsun sevgilim. Bir tarafın hala benimle uyumak istiyor bu yüzden. Artık bir önemi kalmadı, üzgündüm, üzüldüm ve bu yalnızca bir gün sürdü. Senin için ağlamayı birkaç saat içinde bıraktım.

- Berbat geçmeye henüz başlayan günümün ışığı oldun, teşekkür ederim.

- Şarkıyı 45. dinleyişim oluyor, hep aynı sözler. Değişmeyecek mi acaba?

- 45 kere daha dinlesen değişmeyecek.

*Beni terk etti.