3 Aralık 2017 Pazar

mektup




2.5 yıl oldu sevgilim. Sana yazma kararım artık büyüdüğümü mü gösteriyor?

Bugün eski mesajlarımızı okumak için eski hesapları kurcaladım. Zaman geçtikçe daha az şeyi hatırlamam gerekirken ve hafızam genellikle beni yarı yolda bırakırken, bugün her bir anıyı tekrar yaşamış kadar oldum.
Seni ne kadar özlediğimi, ne kadar çok sevdiğimi -hatta şimdi daha çok- sana ne kadar ihtiyacım olduğunu söylersem söyleyeyim.. Dilde bunun karşılığı olduğuna inanmıyorum. İşin kötü tarafı dile getirdikçe çaresizliğim büyüyor, büyüdükçe kayboluyorum.

Seni yeniden görme arzumu bir türlü bastıramıyorum.
Yaşayamadığımız anların acısını ne yaparsam yapayım çıkaramıyorum. Yerine hiç bir şey koyamıyorum.
Umarım yakın zamanda görüşebiliriz, seni hala çok seviyorum.



22 Ağustos 2017 Salı

Koku Hafızası



23:41 işten döndüm, evdeyim.
Biraz alkol aldım. Bizim çocuklarla.
Yarın iş için önemli bir gün, toplantı var, karşı tarafla.
Karşı taraf, işbirliği yapılan taraf,  -karşı- kelimesini kullanmak manidar.
Yarın için giymeyi planladığım pantolonum, ispanyol paça olan kirlilikte.
Onu yıkadım, Gülnaz yumuşatıcı uzattı banyoya, üzerine bolca döktüm, birlikte sıktık, suyu tamamen aksın diye.
Oturdum ve biraz evrak işi halledeyim dedim.
Ellerim burnuma gitti.
Burnumun direği sızladı.
Aylardır hiç bu kadar canım yanmadı.
Bu kokuya bu kadar kaçamak susamış olmak, hem her an hissetmek ve hem her an duyumsamak..
Koku hafızası acıtır.
Deterjan kokusu O'nun evinin kokusu, O'nun banyosunun kokusu, çarşaflarımızın kokusu, odamızın kokusu, her gidişimde O evin kokusu, temizlik kokusu, yeni yıkanmış çamaşır kokusu, hijyen kokusu, Kaan kokusu...





12 Ağustos 2017 Cumartesi

I'm a Fool to Want You


                                          https://www.youtube.com/watch?v=rejizpNR20A

Beni en çok yolumdan fazla sapmış olmam, amacımı unutmuş olmam üzüyor. Olmadığım biri haline gelirken kendimi uzaktan izliyorum, kendim adına utanıyorum, O'nun adına üzülüyorum. Dokunduğum her şey paramparça olurken, başkalarının hayatında pişmanlık olarak yer alıyorum. Geride kaçışlar, hınçlar, hayal kırıklıkları bırakıp öylece sürükleniyorum.Sonra uyanıyorum, her gece aynı saatte, aynı kanepenin ortasında otururken buluyorum kendimi. Nerede yanlış yaptığımı her seferinde biliyorum da, bunu neden yaptığımı bir türlü çözemiyorum.
Boğazıma yumruk yemiş gibiyim, içimdeki boşluğu dolduracak bir şeye sahip değilim.

23 Nisan 2017 Pazar

Baraka

                                         https://www.youtube.com/watch?v=XEb1iZ2JYHI


Ben bu belgeseli izleyeli en az 5 yıl oldu. Açılış sahnesi, işittiğimiz müzikteki enstruman Shakuhachi. Ben bu giriş sahnesindeki müziği 3 yıl boyunca haftada en az 2 kez dinledim. Hiç bozmamış kendini, aynı hüzün, aynı huzur peşinde koşarken kendini yoran ruh hali.
2 yıl öncesine kadar huzur bulmak için yanına koştuğum bu kadar şahane bir enstrumanın/müziğin şuanda canımı yakıyor olmasına tahammül edemiyorum, müthiş haksızlık. Oysa çok güzel uyku müziği olurdu kendisinden. İşte şimdi buldum, sırf bu yüzden uyuyamıyorum şimdi.

Geçmişi silme gayretimiz nafile, zihnimizin bütün çabaları boşunadır.