30 Eylül 2014 Salı

62, geriye/başlangıca.

Başta söylemem gereken şeyleri zaman algımı bazı bazı yitirdiğim için sonda söylediğim anlar oldu. Hayatı bir intikam gibi yaşıyor olmak yerine 'an'lardan ibaret olduğunu anlayarak yaşadığım o bir dönemi naparsam yapayım geri getiremiyorum. Şehir değiştiriyorum, plak değiştiriyorum, insanları değiştiriyorum olmuyor. Bazen bitkilerle ve toprakla uğraşırken kendimi 'O an'lara çok yakın hissediyorum. Geçmişe ya da aylardır hayalini kurduğum planlarıma bağımlı kalmadan nefes alabildiğim gün yine öyle huzurlu olabileceğime inancım sonsuz. Ancak ne var ki uyurken ya da üşürken bir eksiklik hissi muhakkak devam edecek. Birine sahiden bağlandığımız an bize hiç olmayacak şeyler yaptıran o güçlü kıskançlık duygusundan, kaybetmeye başladığımız gün kurtulmaya çalışıyoruz. Asla tamamen kurtulamadığımızı O'nu başka biriyle hayal ettiğimizde, bize o denli şefkat göstermediği, sandığımız gibi bizi önemsemediği düşüncesine kapıldığımızda anlıyoruz. Acı çekmenin bin türlü hali var nasılsa. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder