7 Aralık 2011 Çarşamba

Çocukluk Korkusu


Üsküdar Verem Savaş Dispanseri sıkıntıdır, teşhisi çoktan konmuş bir kadın için taşıdığı sırrın ağırlığıyla yitip gitmektir. O ve onun gibi kadınlar önceden belirlenmiş bir kaygıyla yürürler, ceplerinde çocuklarını taşırlar.




Çok şey bilen bir çocuk sıfatından oldukça uzaktın ama yaşının 9 olması bir yerlerde seni ele veriyordu. Kaçamazdın, yediğin portakal kabuklarını annen görmesin diye masanın altına saklanırdın. Öyle kötü şeyler olacağını bilseydin yemezdin o kabukları.

Sana annenin verem olduğunu söylediklerinde küçük bir arkadaş edindin kendine. Adını bilmediğin bu yaratık her gece ziyaretine geldi, sana korkmaman gerektiğini çünkü annenin ölmeyeceğini söyledi. Haklı çıkması tanımadığın insanlara hep daha çok güvenmeni sağladı. O'nu asla unutamadın. Salonun mermer zemininde bekledin uzun süre, ayakların buz kestiğinde koşar adım yatağına koştun. Şimdi, hissettiğin mutluluğun kaynağını biliyorsun. Soğuyan ayakların yatağı daha sıcak kılıyordu, senin bunu keşfetmen 13 yılını aldı.

Caz ile blues'un ayrımını yapamadığın yıllarda bir ağaç çizdin kendine, dallanıp budaklanan benliğiyle yaprakları yeşile boyadın. Artık bu ayrımı yapabiliyordun, ağacın geri kalanını boyamadın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder