24 Kasım 2011 Perşembe

Giderayak

Geç beni, diyorum.
Takvimler bundan on ay, bilemedin on yıl sonrasını gösteriyor. Günlerden cumartesi, ilk büyük aşkımdan emekli edilmişim bu ikincisi..

Onca zaman neye kırgındım bilmiyorsun. Kim azıcık gülse yüzüne kapılıp gidiyorsun. 'Bu defa' ile başlayan cümlelerinin vadesi iki günü geçmiyor, sanki 'devren kiralıktır' ibaresi var her birinde. Sanki alıcısı çok, benden başka kaybedeni yok. Sevmediğin bir şarkının diline dolanması gibi, ıslık sesiyle giriyorsun her gün kulağımdan..

Ben iyiydim esasen, diyorum. Bilinçaltı diye bir şey varsa şayet, geçen tüm o zaman boyunca seni oralarda bir yerlerde unutuyorum..

Misal, giriyorum birinin koluna, biraz zaman biraz lafla, ihtiyacım var çünkü o'na..

Sonra, şehirler arası bir yolculukta buluyorum ben seni. Kulağıma çalınan çaresizlikte buluyorum. Adam, 'düzelecek' diyor hattın öbür ucundaki her kimseye.. Ben seni boğuyorum, sen yine de yoksun. Sana yetmeye çalışırken bölünerek azalıyorum. Oracıkta ruhumu teslim ediyorum. Görmüyorsun.

Yorulmuşum artık diyorum, ve tam o sırada bir şarkı kulaklarımda: ''biliyorum güzel bir hayatın olacak bir gün, biliyorum, bir yıldız olacaksın birilerinin gökyüzünde, ama neden, neden benim değil, neden benimkinde değil?'' . Sonra sen konuşmaya başlıyorsun, diyorsun ki 'bu defa'.. gülüyoruz. Devam diyorsun öyleyse, geceleri sırtını seyrettiğim, yüzünü ezberlediğim o adam oluveriyorsun biranda.

Aklımda yapılacaklar listesi var. Arabayı yıkatmam lazım mesela.. Yemek yapmam, buzdolabını doldurmam ve belki bir de kapağı kapanmasın diye araya ayağımı sıkıştırmam lazım. Ödenmesi gereken faturalar var, son kullanma tarihi geçmiş uykularımın. Ha bir de 'hesabı sorulacaklar' diye bir tik atmışım listeye, sürdürülebilir bir ilişki için bu da..

Ne diyorduk, hayat yoğun, yapılacak işler bekler, ben müsaadenle şimdilik toz oluyorum.
-ölüm bizi ayırana dek!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder