05.04.12, Çengelköy, Tan Tolga Demirci için..
''Max Ernst, kadının hayal gücünden kan çırpan kanatlar yaptı kendine; dişi olan ne varsa yer çekimsiz mabedine hapsetti, olması gerektiği gibi.''TTD.
Hatırlanmış, dışlanmış, kavranamayan bir gerçeklik var, biliyorsun. Ne düşündüğünü, neye karar vereceğini kestirmeye çalışıyorum. Ancak bunu oldukça zorlaştıran durumlar var. Gece dönüyor, gözcüler tarafından izleniyorum, duvarın dibinde bir adam bana el sallıyor, her şey bitiyor. Kapatılmış kapılar ardında yerine getirilmesi gereken formaliteler bunlar. Büyük bir cenaze yemeği artık beni hiç mi hiç tatmin etmiyor.
Ne yapmalıydım hep bir fazlasını bulmak için?
Resim bitti, şarkı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ne yaparsam yapayım Nick Mason'ın elinden o bagetleri alamıyorum. Ne zaman başa dönsek bir tanesi mutlaka elinden fırlıyor. Avuç içinde sakladığı boşluktan hemen bir yenisi çıkıveriyor. Kimse bilmiyor, ama sahneyi dolduran o duman Waters'ın sigarasından yükseliyor.
Yörüngeden epeyce uzaklaştık, yine de hiç bir pusulaya ihtiyacımız yok. Işıkları kapatmanız kafi, Rick Wright'ı tek başına gölgede bırakın, parmaklarını seçebilmek istiyorum.
Kız çocuklarına -hayır, demeyi öğretmelisin sevgilim. Yeteri kadar büyüyemeden sarılmalısın boyunlarına, parmak izlerin aynaya baktıkları her an sayılı günleri olduğunu hatırlatmalı onlara.
Beni bırakmalısın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder